TÜRKİYE CANIM FEDA

Ramazanın ardından



Demedimmi demedimmi, gönül sana söylemedimmi... bu dizeleri herkesten duymayı beklerdimde öyle hard rock tarzı müzik yapıp acayip metalci çığlıkları atan ve kollarına file çorap geçirip yarı çıplak dolaşan haykonun birgün trtnin ramazan ayında yayınlanacak sufi klibler adlı programı için tasavvuf müsikisine giriş yapması, giriş yapmasada bi bakıp çıkması şaşırttı beni :) ama ne yalan söylüyeyim agzına çok yakışmış hani, zaten adamın sesi yani ses tonuda çok hoşuma gidiyor. Ne diyeyim yürü be koçum benim dedim ilk dinlediğimde :)

uykusuz her gece


Gene uykunun göz kapaklarımı ziyarete gelemedigi birgece yani bugece manyak bi film izledim sabaha karşı 3.5 atıyorum şimdi, ya kardeşim ne manyak film yapmış adamlar geril geril bi kaldım :) normalde tırsmazdım hiç bi korku filminden, ama bunu gecenin karanlıgında bi başıma izleyince ha bide arka bahçeden gelen köpek uluması eşliğinde olayın seyri biraz değişiyomuş, adamlar yapmışlar abi, ne filmdi ama demekten alamadım kendimi, filmin güzel yanıda birbirinden güzel iki tatlı kızın yanı sıra :) çok büyük bi süprizle bitmesi, hani diyolar ya oha falan oldum yani hah işte ondan oldum :) zaten bence filmleri güzel yapan sonunda her şeyin değişmesi ve beklediğin gibi değilde hiç beklemediğin biçimde süpriz bir olayla sona ermesidir...Kısaca anlatayım merak edenlere, filmimizin adı davetsiz(the uninvited) evin küçük kızı annesinde içinde bulundugu deniz kıyısındaki küçük evin yanmasıyla biraz tırlatıyo (e haliyle), bu kızı akıl hastenesine götürüyolar falan kızın iyileştigini sanıp taburcu ediyolar 1 yıl sonra ve kız garip rüyalar görüyor annesini kimin öldürdügünü keşfediyor ve bu ona pahalıya patlıyor.. gerilmek isteyenlerin kaçırmaması gereken filmlerden biri diyebilirim

Hoşgeldin melek sefalar getirdin


Özlemişim ya blogumu sanki biyere gittimde şimdi tekrar kavuşmuşuz gibi (görende gurbete gittim sanacak:). Keyfim yok bu aralar ilgilenemedim blogumla, küsmüşmüdür bana acaba :) neyse işte geldim burdayım, bir ayda yazmaya deger çokta birşey değişmedi zaten hayatımda, aslında resimdeki bebegi görünce gecikmişte olsa yazmam gereken birşeyler oldugunu farkettim, yegenim oldu, 1 ay sonra yazıyorum ne amcayım ama :) 2. kez amca oluyorum tecrübeli sayılırım, yani fazla heyecanlamadım bu sefer:)
ailenin en genç ferdi hoşgeldin aramıza.. diyorumda sanki o da yazımı okuyup hoşbulduk amcacım diyip boynuma sarılacak, yani ne gerek var ama olsun ben yinede yazayımda içimde kalmasın :)

Bir demet şiir


Kimseye soramıyorum seni!

Kirlenme diye hiç öpmedim ya...
Belki başkasını seversin diye,
Hiç söylemedim sana sevdiğimi.
Bilmiyorsun, boğazımda düğümsün!
Yutkunsam gideceksin,
Yutkunmasam...
Ölürüm...!

Belediye otobüsünden enstantaneler


birçoğumuzun hayatının hiçte azımsanmayacak bir kısmı, belediye otobüslerinde sürünmekle geçiyo, ben bundan şikayetçimiyim? yoo severim ben belediye otobüslerini ve durakta otobüs beklemeyi, tabi geç gelmediği sürece... e severim tabi bu 2metrelik boyla g.t kadar dolmuşa mı bineyim, bi kere yaptım öyle bi hata zaten, öss sınavına yetişicem diye tıklım tepiş daldım bi dolmuşa, ne bileyim ben dolmuşun yüksekliğinin benim boyumdan kısa oldugunu, ayakta boynumu büküp yolculuk yaptım, koltukta boşalmadı, gidene kadar haliyle boynum tutuldu:) Otobüsün duraga geliş anında büyük bir sevinç belirir içimde(otobüs geldi yaşasınn kurtuldum eve dönüyorumm :), hele bide otobüs boş gelmişse ooo , genelde en arka koltukların oldugu kısımdır benim mekanım(beni arıyan en arkaya baksın:)
wışş ne diyorum ben ya asıl anlatacagım bu değildi,mesele şu, otobüs tıklım tıklım giderken kimlere yer versem veya vermesem, versem mi acaba, " aman banane ya ben ayakta durucagıma o dursun" gibi soruların beynimi kemirmesi. Hadi yaşlı,engelli ve hamile kadınlara yer veririmde bu katoginin içine girmeyenler var bide, mesela bayanlar... centilmenlik yapıp yerimi vereyim diyorum, ya yok oturmucam diye inat ederse, ayaga da kalkmış bulundum geri mi oturayım şimdi, ortada kalırsın işte öyle sap gibi :) ha bide ayakta durmasın yazık kızcagıza deyip yerimi versem, arkadaki amcaya ayıp olmasın, ben iki saattir ayaktayım ben yanındayken hiç tınlamadıda şu kıza bak nasılda yavşıyo, diye düşünmesin hakkımda diye kalkamıyorum yerimden (ne cins adamım ben ya:)

Bayram gelmiş neyime


kutlu olsun 1 mayıs, bizdeki bayram ve gösteri anlayışıda bu zaten eline taşı, sopayı alan polise girişiyo,polis müdahale ettimide suçlu konumuna düşüyor, ya kardeşim ben anlayamıyorum bu insanları 1 mayıs bayram yapılsın istediniz e işte oldu, 1 mayıs emek ve dayanışma bayramı zorunuz ney, daha hala neyin gösterisini, eylemini, yürüyüşünü, düzenliyosunuz, e hadi yapıyosun gösteri veya yürüyüş niye adam gibi yapmıyosun, benimkide soru ya terör sempatizanı provakatörlerin ülkeyi karıştırmak için böyle günleri dört gözle beklediğini unutmuşum...

Ateş düştügü yeri yakar


Ne yazıkki yine teröre şehitler verdik, bildiginiz üzere diyarbakırda mayın patlaması sonucu 10 asker,istanbuldaki hücre evi baskınında da 1 polis şehit oldu,şehitlerimize Allahtan rahmet,yakınlarına başsaglıgı diliyoruz... Bu insanların aileleri var,sevdikleri,nişanlıları,eşleri,en önemliside çocukları olan var ya, insan hayatı bu kadar ucuz mu,yazık günah değilmi... Bre it soyları ne istediniz bu masum insanlardan, ne zaman bitecek bu azgınlıgınız, bu ülkede yaşayan insanların güvenliği için,vatanı,milleti, bayragı korumak için görev alan askere ve polise taş atmak, kurşun sıkmakta ne demek ya, yediği kaba pisleyen nankör,hainler... Bugünki şehitlerimiz cennette huzur içinde yatarken, insanlıktan nasibini almamış zalimler, sizin ne bu ülkede, ne de Allahın huzurunda yeriniz,mekanınız yok...

Hayat bu işte

Son günlerde dilimden düşmüyo bu şarkı, gerçi ben şarkıda söylemem pek,içimden söylerimde ben bile duymam(zira kendi kendime işkence yapmamında bi anlamı yok demi ama canım :)
Sözleri ilgimi çekti manga'nın bu parçasının,gayet anlamlı ve güzel geldi sözleri, zaten paso maNga ve dumanın yeni albümünlerini dinliyorum şu günlerde,bakalım ne zaman bıkıcam...




Bazen ben de terk edip gidebilsem keşke diyorum
İçimde bir İstanbul var ondan vazgeçemiyorum.
-
Belki sen de bir gün geçersin diye köprülerinden
Yakıp yıkamıyorum, koparıp da atamıyorum içimden
-
Söyle; taşı toprağı altın olmuş kaç yazar ?
Delik testi umutlarım, akar altından azar azar.
-
Söyle, neye yarar yaşamak altın bir kafeste
Bir yanım seni beklerken, diğeri bekler ölümü ağır ağır
-
Hayat bu işte;
Kanatlanıp gitmek dururken
Dört duvar içinde hapsolursun
Yaşamak için bir neden ararken
Ölmek için bulursun...

Ben=Sen

-
ben seni seviyorum,sen gezmeyi
senin hep gittiğin yere, ben hiç gidemiyorum
öylece durmayı seviyorum ben, durup ardından bakmayı
sen yürümeyi seviyorsun, ama arkana bakmadan
yaprak seviyorum ben yaprak, kuru yaş ayırmadan
sen ezmeyi seviyorsun, neye bastığına bakmadan....
-

bana şiiri sevdiren şiir...acayip bi tanım oldu ama öyle, en sevdigim şiirdi bi zamanlar ve şiire ilgi duymamı saglayan da, tabiri caizse gönül telimi titreten bu dizeler oldu..

eee başlıgıda sen koy artık


Bi siteden tırtıkladığım (ne kadarda açık sözlüyüm ya:) hoşuma giden bi yazıyı paylaşayım sizinle ,bu manidar yazıdan sonra şeytana pabucu ters giydirir sözünün nereden uyduruldugunu,özellikle kimler için söylenildiğini, az çok kestirmiş bulunmaktayım :)


İnsanligin ilk varolduğu dönemde, adamın biri şeytanı yakalamaya karar vermiş.
Ancak bunun için 40 yıl Tanrı'ya ibadet etmesi gerekiyormuş

Karısıyla , dostlarıyla ve bütün dünyayla iliskişini kesmiş,
kendisini ibadete adamış. 40 yıl sonra Tanrı ,
ibadetinin karşılığı olarak ona ağzı kapalı bir şişenin içinde şeytanı sunmuş

Artik özgürmüş adam.Dünyada neler olup bittiğini görmek,
nelerin değiştiğini öğrenmek için sabırsızlanıyormuş.

Şişeyi karısına teslim etmiş, ona iyi sahip olmasını söylemiş ve dısarıya çıkmış.
Kadıncağız şeytanı çok merak ediyormuş. Ve merakına yenilip şişenin ağzını açıvermiş...
Açar açmaz da şeytan şişeden fırlayıp çıkmış ve gülmeye başlamış.

- "Merakına engel olamadın ve kocanın 40 yıllık emeğini boşa çıkardın" diye alay etmiş kadınla.
- "Yok canım" demiş kadın. "Sen hiç o şişenin içinde olmadın ki"
- "Nasıl olur?" diye haykırmış şeytan. "Sen de gördün...şişeden çıktım ben ! "
- " Hiç o şişenin içinde değildin, inanmiyorum buna. Nasıl küçücük şişeye girebilirsin ki?"

Kafasi atmış şeytanın : "Gireyim de gör !" demiş ve yeniden şişenin içine girivermiş
İşte böyle...
Adamın şeytanı hapsetmesi 40 yılını, kadının ise yalnızca 5 dakikasini almış.
Şeytan da şöyle isyan etmiş Tanrı'ya :

TANRIM , MADEM KADINI YARATACAKTIN , O ZAMAN BENi NEDEN YARATTIN ?


Hep neşeyle(mi) doluyor insan


Bugün 23 nisan, savaşın ortasında kalmış, silahların gölgesinde büyüyen çocukların, aile içi şiddete maruz kalan çocukların, kimsesiz çocukların, ailesinin geçimini saglamak için okulu asıp mendil satan, üç kuruş para alabilme ümidiyle, arabaların camlarını silmeye çalışan çocuklarımızın bayramı kutlu olsun...
Bayram yapabilmeyi en çok onlar haketmiyormu?..

Son kez gölgemden gölgen koptu


Blog çok canım sıkkın biliyomusun :( zaten mutlu değildim şimdi extra mutsuzum, içimden sürekli küfür edip rahatlamak geliyor, birazdan agzımı bozarsam kusura bakmazsın dimi.
Ne güzeldik,ne güzeldi herşey,ne iyiydin melek gibi.. ayrılmanın sırasımıydı şimdi,o beni çok severdi bende onu...
çok üzüldü, çok agladı kendi derdimi unuttum onun için üzülüyorum, gerçekten sevmişti beni :(

Bir oyundan daha fazlası


O bir yaşam stili, o bir felsefe, o bir kendinden geçiş, o o o max payne!!! bu ne len diyenler varsa yuh demek istiyorum, bu çok eski bi oyun ama her seferinde ilk kez oynuyomuş gibi zevk veriyor insana,defalarca oynayıp bitirmeme ragmen, akşam olsada eve gitsem bi max payne oynasam diye düşünmekle geçiyor her günüm (oha çok abarttım:) Oyun çok tutulunca filminide çekmişler ancak oynamak kadar keyifli değil filmini seyretmek, bıkmadan oynayıp yeni bölümlere geçmenin heyecanı ile kendinizi film kahramanı hissedebileceginiz süper bi oyun, oynayanlar biliyodur zaten, mutlu olmak için küçük şeylerle yetinebilenlere tavsiye edilir...

Karpuz kabugu denize düşmüş


internette sörf yaparken bi haber gözüme ilişti,karpuz kabugu denize düştü diyordu(bu deyimide kim,nerden uydurmuş çözemedim :),yaz geldi şambreli alan amcam atmış kendini denize, evet aslında havalar çok güzel,yaz kendini hissettirmeye başladı yavaştan, ama bana niye yaz gelmedi hala, bu kış hiç hasta olmadım diye şom agzımı açar açmaz hasta oldum, hemde böyle güzel bir bahar havasında..

maNga begins


maNga'nın 15 nisanda çıkarmış oldugu şehri hüzün adlı albümlerini aynı gün içinde indirip (e napim her çıkan albümü satın alamam ya,malumunuz ögrenci kategorisi içinde yer alan bir yolcuyum:)dinlemiş bulunmaktayım...
Eski tarzlarına oranla biraz daha agırbaşlı,sakin ve naif bir albüm yaratmışlar ama güzel olmuş,kaliteli müzik ve sözler(misal kaçamak faslı şarkısı:) mevcut,dinlemenizi tavsiye ederim...
Asagıdaki videoyu tiklatip ' beni benimle bırak ' adlı eseri dinleyebilirsiniz (ulan ne faydalı bi bilog bu ya :)


Ben şahsen bizzat kendim


Hiç sevmesemde,içinizde belki merak eden olur diye,kendimden bahsedeyim biraz,blogun isminden de anlaşılacagı üzere 89 luyum yani ne çocuk nede yetişkin diyebileceginiz çaglar...
ben ise bir yanım hep çocuk,bir yanım hep hüzün diyorum...
yazmak bana hep uzak olan bi kavramdı, ta ki bugüne kadar o yüzden kendime bir özeleştiride bulunabilirim kasmadan evet acemiyim,yazılarımdan birer sanat eseri bekleyenleri hayal kırıklığına ugratacagım için üzgünüm :) sevgiler...

Vesselam


Nerden geldi,nasıl geldi aklıma blog yazmak bilmiyorum,hayır itiraf edeyim biliyorum, halisden aldıgım büyük gazın etkisiyle bende bloger camiasına dahil oldum, bende sizler gibi şaşkınlık içerisindeyim şuan :) belkide can sıkıntısından birden çıkıverdi bu fikir.Benim ne işim var ulan burda sesleri dalgalansada beynimde, gelmiş görmüş yazmış bulunmaktayım vesselam...